Ödeme Aracı İhtiyacı – Medium of Exchange

Ödeme aracının icadı ticaretin başlamasının ilk adımı diyebiliriz. Çünkü iki product takas edildiğinde, iki üretici aslında zaman takası yapmaktadır. Ürünlerin zamana karşı değerinde yaşanan değişim, ihtiyaç noktasında iki üreticinin tam senkron olmasını mecburi kılmaktadır. Örnek vermek gerekirse: Bir yumurta üreticisi ve Yem üreticisini ele alalım. Yumurta üreticisi her ay 500 yumurta üretip, her ay 100 Kilogram yem ihtiyacı bulunmaktadır. Yem üreticisi ise ayda 50 yumurta tüketmektedir. 1 Kg Yem ile 2 yumurta alınabilmektedir. Dolayısıyla da 2 yumurta ile 1 Kg yem alınabilmektedir. Yumurta üretimi de yem üretimi de yine zamana bağlıdır. Yem buldukça yumurta üretmek, üreticiliğin standartını çok zorlaştırmaktadır.

Şimdi bu iki üretici aylık bir takas yapacağında: Yumurta üreticisi Aylık 100 KG Yem’e karşılık 200 yumurta teklif ederken, Yem üreticisi ise 50 yumurta karşılığında 25 Kg yem teklif etmektedir. Bir tarafın üretim için ihtiyacı, diğer taraf için zarara dönüşmektedir. Çünkü yumurta değeri o tarihlerde 7 gün gibi bir sürede sıfırlanan ve tüketilmesi gereken bir productır. Dolayısıyla da zaman takası Yem üreticisi için tamamen zararlı sonlanmaktadır. Dolayısıyla yumurta üreticisi, Yem üreticisinin ihtiyacı olduğu başka bir product bulup, aylık 150 yumurtayı takas etmesi gerekmektedir. Fakat zaten ihtiyaç olduğu için bu kadar yumurta üretmektedir ve topluluğun ihtiyaçlarına yetmektedir. Başka birinin yem üreticisine sağlayacağı product ise yine değeri sıfıra hızlı giden productlar olacağı için, tam senkronlu bir toplum yaratmak imkansızlaşmaktadır. Bu durumun çıkardığı sorunlar, çözdüğü sorunlarından çok daha fazla olduğu için bir çok topluluk takas ekonomisinden çok kısa sürede Medium of Exchange, Takas Aracı olabilecek assetler (günümüzde para) geliştirmişlerdir.

Bir değere(asset) sabit olarak kurulan her türlü para sisteminin en büyük sorunu, ne yaparsan yap, ne politika uygularsan uygula, para belirli kaynaklarda bir şekilde birikiyordu. Çünkü Para olarak kullanılan nesneye karşılık gelen bir asset olduğu için sonsuz zamanda para olarak üretilen nesnenin değeri de artmak zorundaydı. Dolayısıyla da para biriktirenler, paraya başka bir anlam yükleyerek harcamıyordu ve para sistemi üreticisinin(asset karşılığı) imkanlarına güvenerek Asset saklama ve taşıma maliyetlerinden de kurtularak dolaşan para arzını azaltıyordu. İnsanoğlunun ve ticaretin bu huyundan dolayı, takas aracı olması gereken Nesne(para) arzı sonsuz zamanda sürekli azalır. Gelişen her türlü ekonomi ve mikrofinansta bu Nesneye talep artacağı için, para sistemi sahibinin en istemeyeceği şey oluyordu, para kullanılması gerekirken saklanıyor ve dolaşan arz gelişen talebi karşılayamadığı zaman Ekonomik Kriz yaşanıyordu. Ekonomik krizlerde ise Para sistemi Üreticisi yeni asset bulamadığı için yeni Takas aracı olan parayı karşılıksız üretemiyordu ve talebe karşılık veremiyordu. Talebe ise Biriktiriciler karşılık vermek için yüksek faiz ile halkları ve devletleri haraca bağlıyordu.

Bütün insanlık tarihi boyunca asset değeri olan bir takas aracı üretenler ve sistem tasarımcıları kaynaklar bu şekilde tükenene kadar refah içinde yaşasada, sistemin kilitlendiği noktalarda çaresiz kalınıyordu. Karşılıksız basılan paraya yada karşılığı hukuksuz bir otoriteye dayanan Takas araçlarına ise hiç bir halk yada tüccar güvenmiyordu. Güvenmek zorunda kalınsa bile insan istekleri ve ufkunun sonsuz olabildiği yeryüzünde, sistem hızla yine tıkanma ve para arzının azalma ve yüksek faizle halkı soyma sistemine zemin hazırlıyordu.

Last updated